Hürriyet’te vardığı detaylara göre, varolduğu yer itibarıyla ‘derede boğulduğu’ değerlendirilen İkranur’un otopsi raporunda suda boğulduğuna dair bir belirti çıkmayınca ‘cinayet’ şüphesi ağırlık kazandı. Hadise yerine dair cep telefonu (HTS) kayıtları incelemesinde bölümde rastgele bir telefon trafiği den belirleme edilemeyince şüpheler aile fertleri üstünde yoğunlaştı. Birtakım beyanları çelişkili görülen amca S.T. ve hala Ayşe Çakır sorguya alındı. İki şüpheli tutuklandı yalnız aile fertlerinden alınan DNA örnekleri üzerindeki araştırma devam etmekte.
‘EVDEKİLERDEN KORKTUM’
Tutuklanan hala Ayşe Çakır yaşananları ifadesinde şu şekilde anlattı: “Kardeşim S. inek otlatıyordu. Yemek amacıyla eve gelmişti. Sonra beni İkranur’un cesedinin yanına götürdü. Gittiğimizde İkranur sırtüstü yatıyordu. ‘Noldu?’ diye sordum. S. den bana ‘Oynarken düştü, nefessiz kaldı’ dedi. S.’ye bir tokat attım. Eğilip baktığımda İkranur’un soluk almadığını fark ettim. Evdekilerden ve abimden korktuğumdan kaynaklı hastaneye götürmeye cesaret edemedim. Kardeşim S. den ‘Evdekilere haber vermeyelim, abim beni çok pis döver’ dedi. Kimseye haber vermedik. Kardeşime bir çuval alıp gelmesini söyledim. İkranur’u çuvalın üzerine koyduk. Ben ön taraftan S. den arka taraftan çuvalı tutuyordu. Sonra dereye indirdik. Suyun az bulunduğu yere İkranur’u koyduk. Belki su değince uyanır dedik. Hareket edip etmeyeceğini görmek amacıyla biraz bekledik. İkranur hareket etmeyince suyun az olan kısmına İkranur’u bırakıp gittik. İkranur’u taşıdığımız çuvalı da ben bir kenarda çalılar ile yaktım. Sonra inekleri alarak eve gittik.”
‘BANA DİL ÇIKARDI’
Çapraz sorguda 14 yaşındaki amca S.T., İkranur’un nasıl öldüğünü anlattı. Hadise tarihinde 13 yaşında olan S.T. ifadesinde “İkranur bana dil çıkardı. Sırtına vurdum. Ağlamaya başladı. Ağzını ve burnunu elimle 2-3 dakika kapattım. Son olarak elleri çırpınıyordu sonra hareket etmeyen kaldı” dedi.
