Körner, Köln’de dini gösterim yapılan “Domradio” isimli radyoya yapmış olduğu bildirimde, inanan birisinin Ayasofya’nın tapınak olarak kullanılmasından hastalık duymaması gerekliliğini ifade etti.
Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesinden dindar bir insanoğlunun üzülmesine mana veremediğini bildiren Körner, şu şekilde devam etti:
“ASIL MÜZEYE ÇEVRİLMESİ DOLAYISIYLA ORAYI İKİNCİ KEZ KAYBETMİŞTİK”
Körner, Ayasofya’nın cami olması amacıyla yargının da karar verdiğine ilgi çekerek, şu ifadeleri kullandı:
Bilmiyorum hiçbir camide yakarış etmiş miydiniz? Bizim de şunu söyleme fırsatımız var, ‘İnanan insanoğlu olarak burayı yalnızca mükemmel bir sanat eseri olarak değil, bunun yanı sıra içsel bir yer olarak algılayabiliriz ve kabul edebiliriz.”
“Hristiyanlık sonuç olarak bir kiliseyi yitirdi mi kaybetmedi mi?” şeklindeki sual üstüne Körner, şu değerlendirmelerde bulunmuş oldu:
Şimdi orayı bir kez daha kaybetmedik. İnançlı insanoğlu olarak bu tür görmeliyiz, orayı yeniden kazandık. Ayasofya’dan artan ‘namaza çağrı’ çağrısını kabul edip, şunu söyleyeceğiz, ‘Memnuniyetle bu camiye bir toprak isteği olmadan gideceğiz, bu yeri Müslümanlar ile ya da ayrı ayrı ibadetimiz amacıyla içsel bir dürtü ve içsel taşıyıcı olarak kullanmak istiyoruz.’ Ben bu tür görüyorum. “
“PAPA’NIN NİÇİN İNCİNDİĞİNİ AÇIKÇA BELİRTMESİ GEREKİR”
Körner, Ayasofya’nın camiye çevrilmesi kararıyla iyi mi kafaya çıkılması gerektiğiyle alakalı “Papa, ona acı verdiğini söylüyorsa ve Ortodokslar ile başka piskoposlar acı verdiğini söylüyorsa, niçin onları incittiğini açıkça belirtmeleri lazım olur. Zira üzücü bir hatırası var, zira siyasallaştırılmasını istemiyorlar.” dedi.
Ayasofya’nın, Türk ve Müslümanlarla birlikte bunun toprak iddiası veya Hristiyanlığa karşı acı verme girişimi olmadığını gösterebilecek tavsiyeler üstüne çalışabileceğine işaret eden Körner, şunları kayıt etti:
